Yunus Emre, Türk edebiyatının önemli isimlerinden biridir. İşte onun hakkında bilmeniz gerekenler:
– Yunus Emre, 13. yüzyılın sonlarına doğru yaşamıştır.
– Sufi geleneğinin önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilir.
– Eserleri arasında “Risale-i Nur”, “Divan-ı Hikmet” ve “Mantık-ut Tayr” gibi önemli yapıtlar bulunur.
– “Şer’iyye Sicili”, “Kutadgu Bilig” ve “Metin Öztürk Divanı” gibi eserlere yaptığı tercümeler de tanınmıştır.
– Yunus Emre, Türkçe şiirin öncülerinden biridir. Onun en meşhur şiirlerinden bazıları “Sana Geldim”, “Gönül Yarası” ve “Gelin Canlar Bir Olalım”dır.
– “Sen bilirsin Hakk’ın bilmez misin, Hakk’ın bilmezsin senden bilir” gibi sözleriyle de anılır.
– Türk kültürü ve edebiyatına katkılarıyla tanınan Yunus Emre, Türk halk şiirinde önemli bir yere sahiptir.
Yunus Emre Kimdir Kısaca?
Türk Edebiyatı’nın ağırlığı olan halk ozanı Yunus Emre, bir şairin ötesinde onlarca farklı kişiliği ile tanınır. Tam olarak ne zaman doğduğu bilinmeyen şairin tahminen 13. yüzyılın son çeyreğinde doğduğu ve 14. yüzyılda vefat ettiği düşünülmektedir. Şairlik yaptığı dönem ise 14. yüzyıldır. Yunus Emre’nin Sarıköy ya da Karamanlı’da doğduğu ve ömrünün çok büyük kısmını burada geçirdiği düşünülmektedir. Aynı zamanda bir tasavvuf şairidir ve Mevlana’yı konu aldığı birçok eseri de mevcuttur.
Yunus Emre’nin Hayatı
Yunus Emre zor bir çocukluk hayatı geçirdi ve annesi ile babasının bu zor döneminde yardımcıları olmak için küçük yaşta işe koyulduğu bilinmektedir. Eğitim hayatının sürdürülmesi istense de okuma yazmayı çok geç öğrenmesi maalesef ilk dönemlerde bunu imkansız hale getirmiş ve o da bunun yerine kendini İlm-i konulara vermiştir. Yunus Emre, dönemin alimleri ile tanışarak inanılmaz manevi hazineye kavuştu.
Yunus Emre için özellikle hocası olan Tabtuk Emre ile olan tanışması dikkat çeker. Hacı Bektaşi Veli, Yunus Emre’ye ilim anlamında daha fazla yardımcı olabilecek bir kişiyi haber vermek ister. Taptuk Emre adında bir kişiyi söyler. Ama Yunus Emre ilme o kadar aç biriydi ki ona göre bu iş başarılmış demekti ve yola koyuldu. Bir süre sonra Tabtuk Emre’nin dergahına gider ve bir şekilde onu bulur. O da 40 yıl kendisinin yanında çalışmasını ve bu 40 yıl boyunca tek bir eğri odunu içeri taşımaması gerektiğini aksi durumda talebeliğini kabul etmeyeceğini söyleyerek talebesi olmasını kabul eder. Yunus Emre için başlarda kolay olan bu durum gittikçe zorlaşır. Hem yeterince odun bulmak zorunda olan Yunus, aynı zamanda bunların düz olması için de uğraşmak durumunda kalır. Tam 40 yıl boyunca Tabtuk Emre’nin dergahına tek bir eğri odun götürmeyen Yunus Emre, en sonunda derviş olur ve hep bu dergahta kalır.
Yunus Emre’nin Edebi Kişiliği
Halk ozanı lakabı ile de bilinen Yunus Emre, okuma yazmayı geç de olsa öğrenmesine rağmen Türkçeyi çok iyi ve zarif bir şekilde kullanabiliyordu. oluşturduğu içeriklerde halkın dilini çok iyi sentezleyebilmesi, daha fazla takdir ve ilgi görmesini sağlamıştır. Daha çok Tasavvufi şiirler yazan Yunus Emre ayn